Basına ve kamuoyuna,
Türk Eczacıları Birliği olarak daha önce yaptığımız tüm açıklamalarda, her daim halk sağlığını önceliklendiren bir mesleğin temsilcileri olarak eczacılık mesleğinin ve eczacılık eğitiminin niteliksizleştirilmemesi gerektiğinin altını çizdik. Eczacılık fakültesi sayılarının ve kontenjanlarının artmasının eczacılık mesleğine vereceği zarardan duyduğumuz kaygıyı vurguladık. Fakat uyarılarımız dikkate alınmadığı gibi, geçtiğimiz günlerde 50’inci eczacılık fakültesinin kurulmasına YÖK tarafından onay verildi.
Bilindiği üzere ülkemizin geleceği gençlerimiz, üniversite sınavları sonrası tercihlerini yaptı. Tercih döneminde kendilerine yol gösterilmesi adına ÖSYM tarafından her yıl olduğu gibi bu yıl da “Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzu” yayınlandı. Türk Eczacıları Birliği olarak söz konusu kılavuzla açıklanan rakamların bizleri ne kadar haklı çıkarttığını üzülerek görmüş olduk. ÖSYM, bu verilerle yeni açılan fakültelerin içler acısı durumunu tüm Türkiye’ye ilan etmiş oldu.
Türkiye’de bulunan ve öğrenci alan 36 eczacılık fakültesi ile ilgili kılavuzdan edindiğimiz bilgilere göre:
- 4 eczacılık fakültesinde profesör unvanlı akademisyen bulunmamaktadır.
- 7 eczacılık fakültesinde doçent unvanlı akademisyen bulunmamaktadır.
- 7 eczacılık fakültesinde profesör unvanlı akademisyen sayısı 3’ten azdır.
- 15 eczacılık fakültesinde doçent unvanlı akademisyen sayısı 5’ten azdır.
- 23 eczacılık fakültesinin akademisyen sayısı 20’den azdır.
- 36 eczacılık fakültesinden yalnızca 12’si tam akreditedir.
Bu verilerden de görüldüğü üzere akademik kadro açısından Türkiye’deki eczacılık fakültelerinin pek çoğunun durumu içler acısıdır. Mesleğimizin geleceğinin tehlikeye atılmaması için yeni eczacılık fakültesi açılmaması gerektiğini, akademik açıdan yetersiz olan fakültelerin ise Ar-Ge merkezine dönüştürülmesi önerilerimizi YÖK ile defalarca paylaştık. Bugün bu verilerle YÖK bizim kaygılarımızı tescillediği gibi; uyarılarımızı hiçbir şekilde dikkate almayarak Türkiye’deki eczacılık fakülteleri bağlamında nasıl bir yanlışın parçası olduğunu gözler önüne sermiştir.
Mesleğinin geleceğine sahip çıkan bir sağlık meslek örgütü olarak bir kez daha tekrarlıyoruz:
Devlet, vakıf fark etmeksizin yeni eczacılık fakülteleri açılmamalıdır.
Öğretim elemanı eksik, altyapısı bilimsel çalışma yapmaya uygun olmadığı halde açılmış olan eczacılık fakülteleri, bünyesinde bulundukları üniversite ve sanayi iş birliği ile Ar-Ge merkezlerine dönüştürülmelidir. Böyle bir imkân bulunmaması halinde kapatılmalıdır.
Eczacılık fakültesi kontenjanları belirlenirken ülkenin kaynakları, sektörün iş gücü ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır.
Kontenjanlar acilen azaltılmalıdır.
Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nda eczacılık alanına başarı sırası şartı getirilmeli ve ilk 60 bine giren öğrenciler eczacılık fakültelerine yerleştirilmelidir.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ