TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ, DENETLEME KURULU VE
54 BÖLGE ECZACI ODASI
Türk Eczacıları Birliği Merkez Heyeti, Denetleme Kurulu ve tüm Türkiye’den 54 Eczacı Odası olarak 10 Ocak 2019 tarihinde Ankara’da, mesleğe ilişkin güncel gelişmeleri, sorunlarımızı ve taleplerimizi değerlendirmek üzere bir araya geldik.
63 yıllık bir sağlık meslek örgütü olan Türk Eczacıları Birliği, Türkiye’de yaşayan, çalışan, hasta olan veya olmayan 80 milyon vatandaşımıza hizmet eden 37 bin eczacıyı temsil ediyor. Tüm meslek grupları gibi, biz eczacılar da dönemin koşullarına göre çok çeşitli sorunlar ve ihtiyaçlarla karşı karşıya kalıyor ve bunları dile getiriyoruz. Herşeyden önce, bizler, hastaya, kamuya, eczacıya yarar sağlamak vizyonu içinde, toplum sağlığı için çalışıyoruz.
Sağlığın korunmasının, eczacının da korunması anlamına geleceğini düşünüyoruz.
Peki 2018 yılına genel olarak baktığımızda sağlık ve ilaç göstergeleri ile harcamalar açısından nasıl bir tablo ile karşı karşıyayız:
- 35 OECD ülkesi içinde Türkiye kişi başına en az ilaç harcaması yapan ülke durumundadır. (Örneğin ekonomik krizdeki Yunanistan’da kişi başı ilaç harcaması 595 dolar, Türkiye’de ise 85 dolardır).
- TÜİK verilerine göre toplam sağlık harcamalarının , % 17,1’i hane halklarının cebinden karşılanmaktadır. Ve bu oran bir önceki yıla göre %22 oranında artmıştır.
- Piyasada bulunamayan ilaç sayısı her geçen gün artmaktadır (Birliğimize ulaşan güncel bulunamayan ilaç sayısı 144’tür)
- OECD ortalamasının üstünde olduğumuz tek alan ise 8,9 ile Kişi Başı Hekime Müracaat Sayısı durumundadır.
Bizler, ülkemizin değişen koşullarında üzerimize düşenlerle maalesef artık var olma savaşı veriyoruz. Hastalarımız için umut olmaya çalışırken, mesleğimiz için, eczanelerimiz için, çalışanlarımız için aynı umudu yaşatmakta artık zorlanıyoruz. Mesleğimizi sürdürmek için, bizim de ülkemizdeki pek çok kesim gibi, ekonomik rahatlamaya ihtiyacımız var. Ancak rahatlama bir tarafa, son dönemde gündeme gelen pek çok uygulama ile birlikte, darboğazın devamı ve sıkılaştırılması ile karşı karşıyayız. Örneğin, muayene ücretleri eczaneler aracılığıyla tahsil ediliyor, hastalarımız ile karşı karşıya geliyoruz. İlaç firmalarının kamuya yaptığı iskonto eczane üzerinden geçiyor, eczaneler çok büyük miktarlarda zarara uğruyor. Fabrikadan eczaneye gelen süreçte hiçbir şekilde izlenmeyen ilaçların sadece eczanelerde iklimlendirme ile korunması bekleniyor, eczacılar bu sistemin yükünü tek başına üstlenmek zorunda bırakılıyor. Depolar ekonomik kriz söylemini fırsata çevirerek ödeme vadelerini kısaltmaya çalışıyor. Uluslararası ilaç firmaları hastayı değil, karını düşünerek hareket ediyor. Bazıları ürünlerini eczane dışına çıkararak eczane pazarını küçültüyor. Bizim eczacılar olarak gelirimiz düşüyor ama giderlerimiz sürekli olarak artıyor. Eczacı sayısı, Sağlık Bakanlığı’nın bile öngördüğünün çok ötesinde. Ama kısıtlama bir tarafa, fakülte sayıları kontrolsüz bir biçimde artıyor. 15 yıl önce 8 olan fakülte sayısı şu anda 48’e çıkmış durumda. Dünya Sağlık Örgütü’nün temel ilaçlar listesinde olan 30 ilaç, Türkiye’de yok. Ama ilaç bulunamayınca eczacılar ilaç saklamakla itham ediliyor.
Bunun karşısında bizden, ilaç ve eczacılık hizmetini en iyi şekilde vermemiz bekleniyor. Bizim için en önemlisi, bu hizmeti hastamızın hak ettiği şekilde vermektir. Ancak, bu hizmeti hakkıyla veren sağlık çalışanları olarak biz eczacıların yanında sağlık otoritesini de görmek istiyoruz.
Bunun için, ekonomik açıdan ivedilikle;
Uluslararası ilaç tekellerinin baskısından kurtulmak için ar-geye ve yerli ilaç sanayine yatırım yapılması,
İlaç fiyatları hakkında tebliğin yeniden düzenlenmesi,
İkinci ve yardımcı eczacı çalıştıran eczanelere nitelikli personel istihdamı yaptığı noktada destek sağlanması,
Sıcaklık ve nem takibi gibi mekansal düzenlemelerin kaldırılması,
İlaçların yokluğunun etkin biçimde önlenmesi,
Eczaneler arasında il içi ilaç takasının serbest olarak devam etmesi,
Yeni fakülte açılmaması ve açılan fakültelerin işgücü planlaması yapılarak yeniden düzenlenmesi,
Kamu kurum ıskontosu, muayene ücreti gibi olguların eczacının üzerinden alınması,
SGK ile yapılacak olan protokol revizyonunda eczacının SGK cirosunun esas alınması ve en az enflasyon oranı kadar bir iyileştirme sağlanması için hep birlikte, kararlılıkla mücadele edeceğiz.
Biz eczacılar; bu ülkede SAĞLIĞA YOL AÇIYORUZ.
Sunduğumuz hizmetler ile toplum sağlığının korunması için çalışıyoruz.
Kırdan kente ülkemizin dört bir yanında hastalarımızın güvenli ve etkili ilaca erişimini sağlıyoruz.
Biz eczacılar biriz, Birliğiz. Eczacının kurumlar karşısındaki yasal temsilcisi ve onunla koordinasyon içinde çalışan 54 eczacı odasıyız. Sağlık otoritesinin de ilaç ve eczacılıkla ilgili alacağı tüm kararlarda muhakkak Türk Eczacıları Birliği ile istişare etmesini bekliyoruz.
Bir sağlık meslek örgütü olarak yeni yılda da en temel temennimiz ve hedefimiz, sağlıklı bir toplum. Çalışmalarımızı bu bilinçle sürdürüyor, toplumu ve toplum sağlığını ilgilendiren konuları yakından takip ediyor; daha sağlıklı, daha iyi, daha demokratik yarınlar için sorumluluk alıyoruz.
Eczacılar olarak, tüm hastalarımıza ve toplumumuza, umutlarımızın çoğaldığı, umutsuzluklarımızın yatıştığı bir yıl diliyoruz.
TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ MERKEZ HEYETİ, DENETLEME KURULU VE
54 BÖLGE ECZACI ODASI